T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Gelir ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü
|
| |||
Sayı | : | 62030549-120[40-2018/1095]-199743 | 13.02.2023 | |
Konu | : | Şirket adına düzenlenmeyen, ancak şirket tarafından ödenen fatura tutarlarının indirim konusu yapılıp yapılmayacağı. |
| |
İlgi | : |
|
İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesi neticesinde; ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz şirketinizin sigorta ve asistan hizmeti veren firmalar ile çalıştığı, sigorta poliçesi yaptıran müşterilerin zarar ya da hasarlarını acilen gidermek istedikleri durumlarda, işin müşteriler tarafından bulunan başka firmalara yaptırıldığı, müşteriler adına kesilen fatura bedelinin ise şirketinizden temin edildiği belirtilerek, yapılan iş ile ilgili olarak şirket adına düzenlenmeyen ancak şirketiniz tarafından ödenen fatura bedellerinin gider olarak kaydedilip kaydedilmeyeceği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup, safi kurum kazancının tespitinde Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesindeki giderler, hasılattan indirim konusu yapılmaktadır.
Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasında, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, kazancın elde edilmesi ve idamesi ile ilgili olduğunun kabulü için; işin mahiyeti ve genişliği ile uygun olması, giderle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında illiyet bağının bulunması, giderlerin keyfi olmaması yani kazancın elde edilmesi için mecburi olarak yapılması, yapılan gider karşılığında gayri maddi bir kıymet iktisap edilmemiş olması ve Vergi Usul Kanununa göre tevsik edici belgelere dayandırılması gerekmektedir.
Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası" ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında, bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.
Buna göre...
Tüm özelliklerimizi 30 gün boyunca ücretsiz deneyerek sistemimizi test edebilirsiniz. Anında aktivasyon. Not: Bazı kısıtlamalar içerir.
Ücretsiz DeneTüm özellikleri seçtiğiniz paket doğrultusunda sınırsız olarak kullanabilirsiniz. Anında aktivasyon.
Hemen Satın Al